Beşiktaşlılar için sportif anlamda başarısız sayabileceğimiz bir yılı geride bıraktık. Tüm bir sezon boyunda yer yer iyi dönemler yaşamış olsak da , istikrarı sağlayamamamız ve güzel futbol tabirini yerine getirememiş olmamız bir gerçek. Her iki yarının da başlarında yakalanan iyi futbol ne yazık ki birçok sebepten sürdürülememiş ve bu da bize rakiplerimizin çok da iyi olmıadığı bir sezonda 3.lük ile yetinmeye ve bununla beraber Şampiyonlar Ligi gibi bir arenanın kapısından direk girememeye neden oldu.
Sebepleri şöyle bir sıralayacak olursak ,
Her kim olursa olsun Türkiye Ligi, ilk defa tecrübe eden bir Teknik Direktör için zordur ve Slaven Biliç de bunun zorluklarını yaşadı.
İkinci olarak ev sahibi kavramının olmadığı bir sezonda , stadının olmadığı bir ortamda şampiyon olmak gerçekten zordur. Ki Fenerbahçe'nin bu yıl kendi evinde kazandığı puana bakarsanız biraz daha net anlaşılır. Beiktaş'a iç saha maçlarında 9 puan fark atarken , deplesman maçlarında yanlızca 3 puan fark görülüyor.
Bir diğer sebep yeni stad yapımı ve önceden gelen finansal sorunların yarattığı transfer sorunları.Buna bağlı oluşan kadro kalitesizliği ve yanlış transferler diyebiliriz. Bu transferleri ilerde daha detayı değerlendireceğiz.
Bunun yanında takım içi sorunlar ve yönetim yanlışlarını da işin öenmli bir boyutu.
Taraftar olarak kendimize de pay çıkarmamız gerekirse, takım bu sene yeterince taraftar desteği görmediği gibi, keşke İstanbul dışında oynansaymış iç saha maçlarımız dedirtecek düzeyde İstanbul taraftarının neden olduğu cezalar. Bunun yanında takıma maddi destek olarak yaptığımız katkının kısıtlılığı da ayrı bir sorun.
Oyuncuların veya teknik kadronun hatalarını en sona yerleştiriyorum. Çünkü her ne kadar daha iyisini umut etsek de bu kadronun hakettiği yer burası. Bu bir gerçek. Ama bireysel anlamda daha iyi performans bekleyip de taraftarımızı bir miktar hayal kırıklığına uğratan durumlar da yok değil . Yazı içinde bunlara da değineceğim.
İlk teknik direktör seçiminden başlayacak olursak Slaven Biliç tercihi yönetim ve Önder Özen tarafından yapılmış yanlış bir tercih değildi kanmca. Lig boyunca da karekter , duruş, olaylara yaklaşımı , demeçleri, taraftarla iletişimi ve oyuncularla iletişimi yönünden hep olumlu notlar aldı bence. Eksik hissettiğim yönleri , böyle kurt hoca denilen cinsten oyuna etki edecek hamleleri göremedim özellikle oyunun bizim aleyhimize geliştiği dönemlerde . Ve oyuna girip de parlayan bir yedek oyuncu olmadı hiç takımda. Herkes sadece beklentiler düzeyinde idi. Bir diğer eksik hissettiğim yönü hiç kendi gelişimini hızlandıran Pedro dışında oyuncu olmadı. Takım bir önceki yıla oranla defansif olarak biraz daha olgunlaştırdı oyununu. Ancak ofansif anlamda o yaratıcı oyun çok kısa dönemlerde görebildik. Bunda teknik adamı sorgularken elbette elindeki oyuncu kadrosunun zaafiyetini göz ardı edersek bence Biliç'e haksızlık etmiş oluruz. Bence 2014-2015 yılı Slaven Biliç'i tam olarak değerlendirmek için daha doğru bir yıl olacaktır.Eğer ki başarılı olmak istiyorsa kanımca bu defansif ilerlemenin yanına ofansif ve yaratıcı oyunu geliştirmesi ve buna uygun oyuncu kadrosu oluşturması gerekiyor.
Takım kadrosuna gelir isek; Kaleye yapılan Tolga transferi Beşiktaş'ı sadece bu yıl değil ,en az 3 yıl daha kaleci sorununun olmayacağını bize gösterdi. Yedek kaleci Cenk ile birlikte ,kaleci anlamında bir sorun olduğunu düşünmüyorum.
Sağ bek mevkiisi içinse aynı düşünceleri paylaşmam mümkün değil. Hilbert gibi bir sağ beki 200bin tl gibi rakamlar için gönderip yerine , Serdar Kurtuluş'u yeterli görmek , yönetim ve Önder Özen'in bariz bir hatasıdır. Yabancı statüsü sebebiyle böyle bir düşünce içine girilmiş olabilse bile , Beşiktaş gibi bir takımın sağ bek mevkiine belki Anadolu takımlarıda bile sağ bek mevkiine direk yazamayacağınız birine emanet etmek bence saçmalığın daniskası. Beğenmeyip gönderdiğiniz Tanju'dan bile zaten Serdar Kurtuluş düzeyinde performans alabilecekken yapılan bu seçim büyük bir fiyasko. Ayrıca tüm bir yılını Gaziantep'te ÖN LİBERO olarak gayet başarılı oynamış olan ve bu performansı ile beni de şaşırtan Serdar'ında bu olumlu gidişine de sekte vurulmuş oldu.Bu seçim yapılırken bir yıl boyunca ÖN LİBERO oynamış adamı o performansına bakarak SAĞ BEK olarak almak da ne kadar mantıklı o da ayrı bir soru. Bu arada Leverkusen'de 400.000 euroya oynuyor beter olsun dediğiniz Hilbert , Leverkusen'le Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçları oynadı.Bilginize.
Defans merkezinde Pedro , İbrahim , Sivok,Ersan ,Escude ile yola çıkıldı. İbrahim Toraman her zaman yerli olması , tecrübesi ile iyi bir yedek olarak düşünüyordum ki ,saçma sapan bir transfer olarak gördüğüm Sezer Öztürk ile kavgası sebebiyle 1 yılı boş geçti. Şu saatten sonra ne kadar faydalı olur bilemem ama bu yıl takıma katkı verebilirdi. Bu kadar uzun süren bir kadro dışı kime ceza oldu tam anlayamadım. Bence Dany'i ve Necip'i defansta izlemek zorunda olan Beşiktaş taraftarına oldu olan. 1 yıl önce yumruklaşan Melo- Riera olayını tatlıya bağlayan ve şamipyon olan GS örneği diğer tarafta biz. Yorum sizin. 2. olarak bu sene sakatlığı olmasa en çok güvendiğim oyunculardan biri Sivok idi. Ancak o da Beşiktaş'ın kara talihinin kurbanı oldu.Böylesine takım için önemli bir oyuncunun kaybına rağmen defans merkezi bir şekilde ayakta kaldı. Bunun da en öenmli sebebi iyi bir genç yetenek transfer eden Önder Özen.Burda olumsuz eleştiriyi hakeden de Biliç. Uzun bir dönem maalesef ki futbol hayatının sonuna gelmiş, deneyimi olmasına rağmen verdiği performans (İbrahim Kaş'tan hallice) çok da iyi olmayan Escude'ye tahammül etmek zorunda kaldık. Belki Pedro çok daha önce formayı alsa Esude'nin sebep olduğu puan kayıpları yaşanmayabilirdi.Burda Slaven Biliç'in cesaretli olmaması kesinlikle eleştirilecek bir yön. Garantici olmak her zaman iyi sonuçlar çıkarmıyor maalesef. Pedro'dan biraz daha bahsedecek olursak sezon içinde gelişmini gözlerimizle gördük. Biraz daha hızlı olması ve hava topu hakimiyetini arttırması gerektiği herkesin ortak fikri olmakla beraber, pozisyon alması, sakinliği , tek müdahelelerdeki başarısı , pas trafiğindeki sakinliği ve en önemlisi gelişminin bu denli hızlı olması beni önümüzdeki sezon 11' e ilk yazılacak defans merkez oyuncusu olarak ilk akla gelen isimlerden. Diğer defans merkezine gelecek olursak Ersan da %100 istikrarlı olmamakla beraber, performansı gün geçtikçe arttı ve sakatlık psikolojisini de üstünden atmasıyla çoğu maçlarda güvenilir bir görüntü çizdi. Defans rotasyonunda iyi bir oyuncu olduğu bir gerçek ancak bu bölgede birinci sınıf oyuncu eksikliği olduğu da aşikar. Bu maalesef geçen yıl tamamlanması gereken ancak yönetim tarfından maddi sorunlar sebep gösterilerek başarılamamış bir yönetim hatası bence.
Sol bek mevkisi içinse tam tersini söylüyorum Motta transferi , hiç adı duyulmamasına rağmen yapılmış birçok kişi dudak bükerken herkesi şaşırtmış bir yönetim , Önder Özen başarısıdır kanımca. Hiç macera aramaya lüzum yoktur. Motta'nın milyon dolarlara transfer edilen Telles'ten fazlası var azı yoktur. Şu anda eğer ki Felipe Luis, Lahm 'ı almıyorsanız bence Motta kaçırılmaması gereken bir oyuncudur. Defansif ve ofansif balans olarak 4/4 lük bir oyuncudur. Agresif yapısı da törplenemeyecek ölçüde değildir.Ben ayağına top gelince yine ne saçmalıyacak acaba demediğim ender Beşiktaş beklerindendir.
Orta saha merkez bölgeye gelecek olursak, Atiba transferini her ne bölgede oynarsa oynasın verdiği istikrarlı performanstan dolayı tebrik etmek lazım. Burda transferde ısrarcı olan Biliç'i tebrik etmemiz gerekir galiba. Şu da ayrı bir nokta ki Atiba öyle çok abartılacak futbol virtüözü felan da değil. Ama her takımda en az 2-3 tane olması gereken görev adamlarından. Pas trafiğine yardımcı, defansif anlamda belirgin olumlu yönleri olup , ofansta idare edebilecek düzeyde olan görev adamlarından. Diğer bir görev adamı Veli'ye de ayrı bir pencere açmak lazım ki, kendini her yıl geliştiriyor ve böyle giderse Beşiktaş'ın Gattuso'su olacak gibi duruyor. Defansif müthiş katkısının yanına , asist ve golleri de eklemeye başladı. Topu ileri taşıma, dikine top sürme , topu olumlu kullanma adına gelişimini bu yıl gördük. Bu yönlerini geliştirmeye devam edecek diye umuyorum. Ancak pas trafiği ve takım yaratıcılığına yapacağı katkı belirli bir sınırda olacağı da bir gerçek. Bence önümüzdeki sene takım yaratıcılığını arttırmak istiyorsak, hem Veli hem Atiba yerine sadece 1 tanesi forma bulmalı. Benim tercihim şu anda Veli olur. Çünkü top çalması ve rakibi yıldırması inanılmaz düzeyde.Eğer ki bu çıtayı düşürmez ise ,önümüzdeki sezonun bence takımda olması gereken oyuncularından.
Oğuzhan'a gelecek olursak benim bu sene daha iyi bir performans beklediğim oyunculardan. Belki de bir miktar haksızlık da edior olabiliriz. Fernandes ile yaşanan sorunlar takımda yaratıcı oyuncu olarak bir tek Oğuzhan'ın kalmasına sebep oldu. Bu da 21 yaşında bir oyuncu için gerçekten ağır bir sorumluluk. İyi bir Fernanedes veya onun yerine yapılacak devre arası bir 10 numara transferi , Oğuzhan'ın gol asist sayısı ve oyun içi etkisini daha da arttıracaktı. 6 gol 3 asist 21 yaşındaki bir oyuncuya göre az değilse de tüm Beşiktaş taraftarları Oğuzhan'ı Beşiktaş'ın geleceği olarak görüyor ve daha iyisini yapabileceğini biliyor. Orta sahada yaratıcı oyuncu yükünü paylaşacak iyi bir transfer bence Oğuzhan'ı da performans ve gelişim olarak 1-2 düzey yukarı taşıyacaktır. Ve benim fikrim önümüzdeki sezonun banko 11 oyuncusudur.Jones konusuna gelecek olursak her ne kadar iyi bir referansı olsa da bence Beşiktaş'a katkısı yüksek düzeyde olmadı. Ofansif anlamda ekstra bir iş yapmadığı için Beşiktaşımızın da kaderini değiştirecek beklentiyi tam karşılamadı. Daha yaratıcı bir oyuncu , devre arasında gelecek bir Battala transferi bile daha etkili olabilirdi. Ama burda Jones kötü bir transferdir diyemem. Takım rotasyonuna katkı verdi ve elinden geleni yaptı ancak benzer karekterde oyuncuların çok olması sebebiyle bence elde tutulmamalı.Kesinlikle gönderilmeli.Umarım beni dünya kupasında yanıltıp utandırmaz :), Necip'e gelecek olursak benim de BJK özkaynak düzeninden gelmesi sebebiyle çok sevdiğim ve maçlarda özellikle izlediğim bir oyuncu. Ama maalesef bir türlü sınıf atlayamıyor. Ofansif olarak kendini geliştiremediği gibi defansif olarak da pozisyon almada, pres zamanlamaları gibi durumlarda hep eksiklikleri gözüme çarpıyor. Belki başka bir oyuncu onun kadar efor sarfetmiyor ama o acemilği hep bir adım geride kalmasına yol açıyor. İyi bir yedek olduğu ve takım rotasyonunda yeri olduğunu düşünüyorum ancak şu anki performansı 11 için uzak. Burda gelişiminin durmasına ne neden oldu bilmiyorum ama acaba bir Anadolu takımına 1 yıl kiralansa kendini bulur mu diye de aklımdan geçmiyor değil. Muhammede de değinmek gerekirse şu anda ne performans ne de fizik olarak Beşiktaş'ta oynayacak seviyede olduğunu düşünmüyorum. Kesinlikle kiralanmalı. Sezer Öztürk'e ise hiç değinmek istemiyorum . Bu kadar saçma sapan yapılmış bir transfer olamaz. Başkan mı yönetici mi kim aldırdıysa parasını cebinden ödemesi gerekir. Burası da bu transferi de benim içimden geldi ben yapıyorum denecek dingonun ahırı değildir.Beşiktaş klubüdür. Her kim bu oyuncuyu aldırdıysa bunun sorumluluğunu alıp tüm maddi külfetini üstlenmelidir. Önümüzdek sezon da bu oyuncunun Beşiktaşta işi olmadıgını düşnüyorum.
Forvet bölgesinde bakacak olursak kanatlarda solda Olcay , hiç şans verilmeyen Kerim Frei, sağda Gökhan ve yapabilecekleri çok kısıtlı bir Holosko ile yola çıkıldı. Olcay gol asist performansı ile yine bu takımda bulunması gerektiğini kanıtladı. Kerim içine hiç yoru yapamıyorum çok az süre aldı. Bende 1 yıl Gençlerbirliğ gibi bir yere kiralansa parlayabilir izlenimi yarattı ancak yine de banko oyuncu olduğunu düşünmüyorum şu haliyle . Sağ kanatta ise Gökan Töre , takımı ileri taşıyan ve yaratıcı oyuna katkı yapan oyunu ile kadroda kalmayı hak ediyor.Ancak Gökhan'da şunu hissediyorum maç izlerken . Hala futbolu tam olgunlaşmamış gibi .Bir çalım attığında 2. olarak ne yapacağını bilmez bir halde görüyorum. Stilini Robben'e benzetenler var ama Robben'i farklı kılan 1 çalımdan sonra sakinliğini koruyarak arka arkaya seri olarak devam ettirdiği top sürmesi ve skora katkısı. Eğer ki bu gelişimini olumlu yönde sürdürürse Gökhan da benzer meziyetlere sahip ancak daha yolu var. 7.5 milyon euro gerçekten yüksek br meblağ. Şu da bir gerçek ki 5+3 sisteminde Türk oyunculara ihtiyacın var ve elinde de çok seçenek olduğunu söylemek zor.Bence Gökhan Töre'nin bonservisini almak oynanılması zorunlu bir kumar. Sağ kanat yedek olarak ise Holosko ile sezona başlandı. Ben hala bu oyuncunun neden Beşiktaş'ta oldugunu ve forma aldığını alayamıyorum. Forvet bölgesinde görev adamı olur mu. Bu Veli'yi forvete koymakla aynı şey, hatta belki Veli daha verimli olur. Koşmak dışında hiçbir vasfı olmayan bir oyuncu bence Holosko, en azından alırım 18-19 yaşında bir potansiyel sahibi oyuncu koyarım oyuna , en azından insanı şaşırtır. Şaşırtmasa bile insanlarda bir acaba umudu olur ben Holosko maça girince maç bitti gözüyle bakıyorum . Hiç de beni şaşırttığı olmadı.
Son olarak Santrafor mevkiine geldiğimizde Almeida, Mustafa ve Ömer ile sezona başladık . Bence hiçbiri birinci sınıf oyuncu değil bu bir. Bire birde bir oyuncu çalımlayamayan adam birinci sınıf santrafor olamaz bu bir. Kimse beni Almeida'nın 1. sınıf futbolcu olduğuna inandıramaz.3-4 tane %100e yakın pozisyondan 1 ini gol yapan bir adamı hele kimse bana 1. sınıf diye anlatmasın. Mustafa'nın kronik sakatlığı Beşiktaş'ın son 2 yıldır forvet bölgesideki çektiği sıkıntıların temel sebebi bence. 2. İlhan Mansız'ımızı bulduğumuza inanıyordum ki Beşiktaş talihsizliği yine buldu bizi . 2 kere yaşadığı uzun sakatlıklar hem Mustafa'nın hem bizim kaderimizi çok olumsuz etkiledi. Yoksa Mustafa Pektemek, adam eksiltmede, vuruşlarda, pozisyon almada yetenekli bir oyuncu bence. Ama maalesef bu gelişimini durduran sakatlıklar önümüzdeki yıl Mustafa ile ne karar verilmesi gerektiği yönünde bir çıkmaza itiyor. Maçlarda gördüğüm şu ki, normalde bir santrafor, takım defans yaparken kendini aşırı yoracak düzeyde efor sarfetmez ki , ofans yaparken patlama gücü olsun . Mustafa çok az şans buldugu için maalesef devamlı kendini gösterme çabasına giriyor maçlarda. Bu sebeple de topla buluştugunda hem uygun pozisyonda olmuyor hem de enerjisi yeteri düzeyde olmuyor. Şu anad Mustafa'nın bence en büyük sorunu bu. Daha sakin olması ve artık kendini kanıtlayacak acemi oyuncu gibi oradan oraya koşmayı bırakması gerekiyor. Kendi işi gol atmak önce ona konsantre olmalı. Bu benim şahsi fikrim tabi. Gönlüm Mustafa Pektemek'in 1 yıl daha kalması gerektiği yönünde. Ki giderse Trabzon'da gördüğümüz Burak Yılmaz performansına benzer bir durumla karşılaşırsak hiç şaşırmayacağım.Ömer için ise bence rotasyonda bulunması gereken bir yedek oyuncu olarak görüyorum. Zaten o düşünce ile alınmıştı ve bence beklentiler de o düzeyde olmalı.
Takımı irdeledikten sonra , sıra iğneyi kendimize batıracak olursak, Beşiktaş taraftarı artık eski heyecanında değil . Bu bir gerçek gün giderek sayımız da azalıyor bu da bir gerçek . Artık çocuklar Beşiktaş'ı tutmamaya başladı. Bilmem farkediyormusunuz çevrenizde.Bu takıma olan inancın azalması hem maddi hem de manevi anlamda desteğimizi azalttı. Bunu bir şekilde yeniden yeşertmemiz lazım . Umarım bu yeni stad bunun bir başlangıcı olur ve bu stadla beraber domino taşı gibi taşlar birbirini tetikler ve tekrar o eski Beşiktaş seyircisi inancı desteği geri döner. Artık esi düşünceler çoğu anlamda geride kalmaya başladı. Paralı başkan gelsin transfer yapsın düşüncesinden tutun da , özkaynaktan oyuncu çıkması da bir çok şey değişti. Artık taraftarlar başarı , iyi futbolcu, yıldız transfer istiyorsa bu işe katkı vermek zorunda. Takımımıza maddi katkıya baktığımızda , Beşiktaş seyircisi maalesef çok yetersiz kalmakta diğer büyük takımlarla karşılaştırınca. Klüp üyeliği bile rağbet görmedi çoğu kesim tarafından. Bunda takıma olan inancın azalması , heycan verici transfer olmaması gibi birçok etken var tabi.Ancak bu bir ksıır döngüye yol açıyor Ama inanıyorum ki bu kısır döngüyü yeni stadın tamamlanması ile kıracağız.Biz de taraftar olarak silkinmeli ve daha duyarlı ilgili olmalıyız.
Takımdan kim gitmeli , hangi bölgelere transfer yapılmalı diye baktığımızda ise ; muhakkak öncelikle Şampiyonlar Ligi ayarında bir takım kurmalıyız.Mukakkak Motta gibi ofansif /defansif dengesi iyi olan bir sağ bek alınmalıdır.Hayalimde Srna gibi bir oyuncu gelse diye geçirip dursam da en kötü özür dileyin şu Hilbert'i geri alın. Türk olarak sağ beke alınabilecek kalitede kimse yok maalesef. Karabükspordan Erdem veya Bursaspor'dan Şener yine kötünün iyisi olarak seçenekler arasında görünüyor.Defans merkez bölge içinse Pedro , Ersan ve İbrahim Toraman'ın kalması ve Sivok , Escude ve Dany'nin gitmesi grektiğini düşünüyorum.1 tane defans merkezine birinci sınıf oyuncu transferi şart görünmekte. Lescott iyi bir şanstı ama olmadı. Ama benzer karekterde, Galatasaray'da Popescu'nun yaptığını yapabilecek deneyim ve yetenekte bir oyuncu şart.Bir de rotasyonu tamamlayacak hem belli bir gelişim kaydetmiş , aynı zamanda gelişmini sürdüren bir Türk oyuncu alınmalı. Böylece defans merkezinde toplam 5 oyuncu lig, avrupa ve kupa yı düşündüğümüzde yeterli olacaktır.Sol bek mevkiinde Motta'nın bonservisi hemen alınmalı bence. İsmail yedek olarak düşünülebilir. Uğur Boral ise bence artık misyonunu tamamlamıştır. Bu takıma futbol anlamında katkı verebileceğini düşünmüyorum. Orta sahada defansif olarak yükü taşıyan bence ya Veli ya da Atiba olmalıdır. Necip ise rotasyon görevini yapabilir. Orta sahada merkez orta saha olarak Oğuzhan'ın yanına 10 numara vasfını karşılayacak bir oyuncu transferi şarttır. Diego, Hunt ,Van der Vaart gibi oyuncu isimleri geçiyor. Diego bence de makül olan ancak bonservisi elinde olmasına rağmen niye hiç orta üst sınıf Avrupa takımlarınca rağbet görmediğini anlayamadığın bir oyuncu.Hunt 7 gol 9 asist ile bu yıl Werder Bremen'de kötü sayılmayacak bir performans sergiledi. Aslında performanslara baktığımızda Hunt daha istikrarlı bi oyuncu olarak görünüyor. Hele bir de Türk pasaportu alabilecek olması işin ayrı bir yönü . Bana Türk pasaportu alabilirse Hunt 'un alınıp 10 numara olarak da bu sene sözleşmesi biten Pirlo gibi hem yeteneğinden hem deneyiminden hem de yıldızlığından kimsenin şüphe duymayacağı bir oyuncuyu getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Pirlo 3 sezondur 30 maç ortalaması ile oynuyor. En az 2 yıl daha Türkiye ligini kaldırabileceğini düşünüyorum. Ama tabi bu sadece maddi imkanlarla da ilgili değil. Büyük oyuncu transfer edebilmek ayrı bir meziyettir. Bizim yöneticiler ise 2 sene boyunca bunu beceremeyecek olduklarını defalarca gösterdiler. Belki bu sefer bizi yanıltılar umudu içimde var. Kanatlara da mukakkak transfer ihtiyacı var. Yabancı kontenjanından dolayı Türk oyuncular tercih edilecektir ve Olcan gerçekten de en mantıklı aday.Ama Trabzon'un kolay kolay Olcan'ı bırakacağını sanmıyorum. Kerim Frei'nin de kiralık verilmesi söz konusu olura sol açığa da bir Aydın Karabulut transferi düşünülebilir. Ha bana Yarmelenko'yu getiriyoruz derseniz hayır demem ama hem yabancı kontenjanı çok dolacak hem de bu kadarını kalbim kaldırmaz galiba. Santrafor bölgesinde ise Almeida'nın kesin gitmesi gerektiğini düşünüyorum.Cenk Tosun'u çok beğenmesem de rotasyonda katkı sağlayacaktır. Gomis iyi bir seçenek , biraz daha hızlı bir santrafor tercihim olur ama Fransa liginde 14 avrupa ve kupada 3 er golü var. Başarılı sayılabileek bir performans. Bence alınacak santraforun artık adam eksiltme özelliği olmalı. Yıllardır bir adam geçemeyen forvetlerden içimiz soğudu.Artık gerçekten iyi bir santrafor transfer edin de 2004 yılında gönderdiğiniz İlhan Mansız'ımızdan sonra göremediğimiz bir gol kralımız olsun.
Bir sağ bek , 2 tane defans , en az 1 tane orta saha , 2 tane kanat ve 1 tane santrafor toplamda 7 -8 oyuncu transferi gerekli gibi duruyor. Bunlardan becerilebilirse önemli bir kısmı gerçekten bonservissiz alınabilir. (Lescott, Hunt, Pirlo ,Aydın Karabulut, Gomis) , Olcan'a 5 milyon euro ,Gökhan'a 5 milyon euro gibi bir bonservis verileceği hesap edilirse bunlar dışında 1 tane defans rotasyonuna transfer yapılacak.
Kiralık gönderilmesi gerekenler: Kerim Frei, Muhammed
Gönderilmesi gereken oyuncular: Sivok , Escude, Dany, Jones, Holosko , Almeida
Ugur, Gökhan süzen, Sezer, Ömer( tek bölgeye 3 aday olduğu için) Gönderilenlerle takımda :16 oyuncu kalıyor. 8 tane transferle de 25 kişilik kadro tamamlanıyor.

























Hiç yorum yok:
Yorum Gönder